Mardin’den İlham Alan Niyazi Mısri: Yunus Emre Geleneğinin Yenilenmiş Hali
Mardin’den İlham Alan Niyazi Mısri: Yunus Emre Geleneğinin Yenilenmiş Hali
Niyazi Mısri'nin tasavvuf yolculuğunda Mardin’in özel bir yeri var. Mısri, medrese tahsili için Malatya’dan Mardin’e uzanan yolculuğunda tasavvufla derin bağlar kurmuş ve Türkçeyi evrensel bir tasavvuf dili haline getirmiştir.
Niyazi Mısri'nin tasavvuf yolculuğunda Mardin’in özel bir yeri var. Mısri, medrese tahsili için Malatya’dan Mardin’e uzanan yolculuğunda tasavvufla derin bağlar kurmuş ve Türkçeyi evrensel bir tasavvuf dili haline getirmiştir.
Gazi Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mustafa Tatçı, mutasavvıf ve şair Niyazi Mısri’nin, Yunus Emre geleneğinin güncellenmiş ve yenilenmiş hali olduğunu belirtti. Tatçı, Niyazi Mısri’nin tasavvuf ve medrese eğitimini bir arada alan ender isimlerden biri olduğunu ve bu süreçte Mardin’in önemli bir durak olduğunu vurguladı.
Mısri’nin medrese eğitimini Malatya’dan sonra Mardin’de sürdürdüğünü belirten Tatçı, “Mardin, yalnızca coğrafi olarak değil, tasavvuf yolculuğunda da onun için önemli bir köprüdür. Mardin’deki derin manevi atmosfer, Mısri’nin diline ve tasavvuf anlayışına doğrudan etki etmiştir. Bu toprakların insanı yetiştiren ruhu, Mısri’nin şiirlerinde açıkça görülebilir” ifadelerini kullandı.
Mardin, Mısri’nin Arayışına İlham Oldu
Tatçı, Niyazi Mısri’nin medrese tahsili sırasında klasik eğitimden tatmin olmayarak Mardin ve Diyarbakır’da süren arayışının onu tasavvuf yoluna yönelttiğini kaydetti. Bu süreçte Yunus Emre’nin Türkçe tasavvuf dili üzerindeki etkisini keşfeden Mısri’nin, Türkçeyi evrensel bir dil haline getirme misyonunu üstlendiğini belirtti.
Tatçı, “ Mardin gibi tarih ve maneviyatla yoğrulmuş şehirler, tasavvufun özünü anlamak için bir laboratuvar niteliği taşır. Niyazi Mısri, burada edindiği ilhamla hem tasavvuf hem de medrese kültürünü harmanlayarak eserlerini şekillendirmiştir” dedi.
Türkçenin Evrensel Tasavvuf Dili Haline Gelişi
Mısri’nin Türkçeyi “ilm-i ledün” diline dönüştürdüğünü anlatan Tatçı, Yunus Emre’nin başlattığı bu süreci Mısri’nin tamamladığını ifade etti. Tatçı, “Mardin’in ilhamı, Mısri’nin Yunus Emre’den aldığı mirası güncelleyip daha anlaşılır bir şekilde insanlığa sunmasına vesile olmuştur. Bu durum, Mardin’in Anadolu tasavvuf geleneğindeki rolünü bir kez daha kanıtlıyor” şeklinde konuştu.
Tatçı, Niyazi Mısri’nin Yunus Emre’nin manevi öğrencisi olduğunu ve Yunus’un “Divanı” ile Mevlana’nın “Mesnevi”sinin ardından tasavvuf tekkelerinde ders kitabı olarak okutulan bir eser bıraktığını da sözlerine ekledi.
Sonuç:
Mardin, Niyazi Mısri gibi büyük tasavvuf erbaplarının manevi yolculuğunda önemli bir durak olmuş, bu şehirden aldığı ilhamla eserlerini şekillendirmiştir. Mardin’in ruhunu yansıtan bu geleneğin günümüz insanına söyleyecek daha çok sözü var.
Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.